Sonucu Daralt
Kategori
(x)Diğer
Yayıncı Kategori
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 51 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Cevdet Said, Şiddet Erdemi Öldürür kitabında ele aldığı konuyu anlatmak açısından kendine özgü bir yorum tarzı ortaya koyuyor. Dünyadaki gelişmeleri eleştirel bir gözle değerlendirerek kısa ve özlü bir anlatı sunuyor. Savaş, silahlı mücadele, devrim, terör eylemleri vb. şiddetin siyasi gerekçelerini, örgütlü suçları da içerecek biçimde, şiddet sarmalının çeşitli boyutlarını irdeliyor. Aktüelliğin içinden yola çıkarak şiddetin dünyadaki mevcut siyasi, ekonomik ya da kültürel düzenle bağlantısı ve nasıl orta
Abdullah Yıldız'ın "Ramazanla Dirilmek", "Oruç Ötelere Seyahat" ve "Namaz Bir Tevhid Eylemi" kitapları "Ramazan Seti"ile okuyucuyla buluşuyor. Bu üç önemli eseri bir arada bulacağınız sette, Ramazan ayının önemi, rahmeti, bereketi ve insan için bir arınma ve dirilme vesilesi olması, Ramazan ile ulaşılan oruç ibadetinin anlamı, önemi ve insanı ulaştıracağı huzur iklimi anlatılırken bunların yanı sıra sadece Ramazan ayında değil her zaman Müslümanın üzerine farz olan "Namaz" ibadetinin de önemi, anlamı ve hed
Kur'an-ı Kerim'i yaklaşık onar ayetlik bölümler yani aşr-ı şerifler halinde öğrenip yaşamak Peygamber Efendimizin (s.a.) ve onun kutlu ashabının uygulamalarındandır. Bundan dolayı biz, aşır aşır Kur'an dersleri yapmaya karar verdik. Kur'an'ı aşır aşır işlerken; elimizin ulaştığı belli başlı tefsirlerden istifade ile notlar hazırladık. Elbette çalışmamızda sadece bilgi aktarımını değil, ilahi mesajı günlük hayata taşımanın ve hayatın her ânını ve alanını ona göre şekillendirmenin imkânlarını aradık. Rabbim,
Kur'an-ı Kerim'i yaklaşık onar ayetlik bölümler yani aşr-ı şerifler halinde öğrenip yaşamak Peygamber Efendimizin (s.a.) ve onun kutlu ashabının uygulamalarındandır. Bundan dolayı biz, aşır aşır Kur'an dersleri yapmaya karar verdik. Kur'an'ı aşır aşır işlerken; elimizin ulaştığı belli başlı tefsirlerden istifade ile notlar hazırladık. Elbette çalışmamızda sadece bilgi aktarımını değil, ilahi mesajı günlük hayata taşımanın ve hayatın her ânını ve alanını ona göre şekillendirmenin imkânlarını aradık. Rabbim,
Hepimiz gâvur kıyafetine bürünmeyelim diye yazdığı bir risaleciğin yayınlanmasından çok sonra çıkan Şapka Kanunu'na muhalefet ettiği iddasıyla idam edilen ve hâlâ iadei itibardan mahrum bırakılan İskilipli Âtıf Hoca... Sağın tartışmasız sancağı muamelesi görmeye devam ettiği hâlde siyasi mürailiğin tem-silcisi Ahmet Hamdi Tanpınar... Sıradan bir bakışla bile çizgidışılığı tescillenebilecek; deruni müziğin, suntursuz hicvin, can yakıcı sahiciliğin ve esamisi kalmamış dostluğun simgesi çizgilerüstü karakter
İslamcılar arasında, bugün dünyada en çok tartışılan konular arasında Kur'an'ın anlaşılması, hadislere nasıl yaklaşılması gerektiği, adalet, özgürlük, marifet, musibet, kader, günah, adalet, modernlik ve postmodernlik gibi konular yer almaktadır. Kürşad Atalar, On Tez adını taşıyan bu kitabında düşünceden eyleme anlayışıyla, çok geniş bir yelpazede tartışılan bu konuları analitik bir şekilde ele alıyor. Doğru bilgilenen bireyin, bilgi edinmenin nesnel prensiplerine sadık kalmak kaydıyla, yine nesnel bir son
İslam dünyasının mevcut durumu, çatışmaların toplumsal hayatta oynadığı rol, dinin anlaşılma şeklinde yaşanan gerilimler çağdaş İslâm düşüncesi açısından çeşitli tartışmalara yol açmıştır. Cevdet Said'in Dirilişin Şartları adıyla bir araya getirilen makaleleri, Soğuk Savaş sonrasındaki tartışmalardan kavramlara uzanan gerilim hatlarının düşüncede ve siyaset sahnesinde nasıl bir rol oynadığını inceliyor. Aynı zamanda, İslami uyanışın kriterlerini sorguluyor yeni dünya düzeninin analizini yapıyor. İslam dünya
Türkiye'de İslâmcılık, 1980 sonrasında çok önemli kırılmalara, dünya sistemiyle bütünleşmeye varan dönüşümlere sahne oldu. 1980 öncesinde Müslümanlar kendilerini başkalarından ayırıp, İslâmî bir gündelik hayatın nasıl inşa edileceğinin mücadelesini veriyordu. Doksanlı yıllardan itibaren İslâmî dönüşüm iddialarını gündemlerinden büyük ölçüde çıkardılar. Zira söz konusu yıllar, tarihin sonu tezinin de etkisiyle bireycilik, bir arada yaşama, hoşgörü, çokkültürcülük gibi sorunlu kavramsallaştırmalarla heba edil
Müslüman dünyası, yeni bir dönemin eşiğinde bulunuyor. Pek çoğumuz belki gelişmelerin seyrini algılamakta bile zorlanıyoruz ama geleceğin dünyasını inşa etme noktasında tek alternatif olarak İslam'ın kaldığı bugün artık rahatlıkla söyleyebiliriz. Hâlihazırda Müslümanlar, küresel bir güç olabilecek imkânlardan yoksundurlar; ancak bütün yerküre üzerinde bu potansiyeli haiz başka bir alternatif düşünce, inanç sistemi veya ideolojide bulunmamaktadır.
Yeryüzüne inildikten sonra, ilk zamanlarda neler olmuştur; nasıl bir yaşam sürülmüştür, bilmiyoruz. Kesin olan bir şey varsa, o da, "insanın düşmanı" olan ve insan ile birlikte Yeryüzüne indirilmiş bulunan "Şeytan"ın, elbette, boş durmadığı, âdemoğullarına -onları doğru yoldan alıkoymak için- musallat olmaktan/sırnaşmaktan vazgeçmemiş olduğu gerçeğidir. Çünkü o, buraya, böyle bir amaç taşıyarak, bu amacı doğrultusunda üstlendiği yükleniminin doğurduğu bir ödevle görevlendirilmiş olarak gönderilmiştir. Yine
Yalnız Tevrat'ta değil, Kur'ân-ı Kerim'de de kendisine ilişkin "haberler" bulunan, adı çevresinde alabildiğine ayrıntılı rivayetler yayılmış olan, bir "zenginlik simgesi" olarak dillerde dolaşıp duran Karun, tam anlamıyla "çağdaş" bir kimlik, yaşamakta olduğumuz çağla tıpı tıpına uyumlu bir kişilik belirtir. Zenginliğe verdiği önem, zenginliği "bilim"e iliştirmesi, kendisindeki bilgiyle ilişkilendirmesi, "bilim"i zenginleşmek için kullanmış olması, zenginliğiyle yaptığı gösteriş ve bu yolla elde ettiği güc
Firavun... Ne yanından bakarsanız, o yanıyla ortada apaçık duran "kişi"... Ona ilişkin öyle çok bilgi, onu tanıtıcı o ölçüde bol veri var ki, bunlara bakarak, bundan dört-beş bin değil de, dört-beş yüz yıl önce yaşamış olduğunu düşünebilirsiniz. Ayrıntılarına varıncaya dek gözler önünde duran bir "tarih"... Yapılar, mezarlar, resimler, yazılar, eşyalar ve daha neler ve neler... Her biri tanıtıcı birer "anahtar", birer tarih belgesi... Bu zengin malzemenin ışığında satır satır okunabilen bir dönem, bir uygar
Ebu Cehil, belli bir dönemde yaşamış, yaşamının hemen her kesiti apaçık ortada bir kişilik olmakla birlikte, öteki ve asıl önem li yanıyla da yeryüzündeki kötülük odaklarından bir odaktır. Üstelik sıradan da değil; saydığımız diğer kimliklerin hepsine birden "simge" sayılabilecek çapta bir odak, odakların odağında yer alan bir kimlik... Ebu'l-Hakem Amir bin Hişam'a "Ebu Cehil" adını veren, Efendimiz aleyhissalatü vesselam... O'nun bu adlandırmasından sonra, hep, öylece anıla gelmiş. Cehlin/bilmezliğin baba
1997 yılında yayınlanan Islamophobia: A Challenge for Us All başlıklı rapor, İslamofobi/İslam korkusunun Batı ülkelerinde yüzyıllardır bulunduğunu ancak son yirmi yılda daha da belirginleştiğini, daha uç ve tehlikeli boyutlara ulaştığını vurguluyor. 2005 ve 2007 yılında hazırlanan raporlarda Avrupalılar arasında azımsanmayacak bir kesimin Müslümanlara kuşku ile baktığı ve onları güvenlik açısından potansiyel tehlike olarak gördükleri ifade ediliyor. Müslümanlara karşı İslamofobik davranışların yaygın olduğu
İsrâ ve mirac hadisesi İslâm inancının temel esaslarıyla yakından ilişkili olan bir konudur. İslâm düşüncesi içerisinde gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak irdelenmiş ve konuyla ilgili eserler kaleme alınmıştır. İsra ve mirac hadisesinin erken dönemdeki telifatın dışında kalan eserlerde çok aşırıya varacak ölçüde genişletilip bununla ilgili bir edebiyatın oluşturulması sosyo-kültürel bir vakıadır. Müslümanların, farklı din mensuplarıyla temasa geçmesi bu durumu hızlandırmıştır. Ancak konunun İslâmın ruhun
Sosyal ilişkilerde ahlaki değerler, sevginin, saygının, hoşgörünün, sorumluluğun, doğruluğun, güvenin, dostluğun, samimiyetin ve bu anlamda ilişkilerin gelişmesine olumlu katkı sağlar. İnsanlar muhatap oldukları insanlarda söz konusu değerleri görmek isterler. Bu değerler, insanları birbirlerine yaklaştırır ve aralarında yakın ilişkilerin hatta dostlukların kurulmalarına imkan sağlarlar. İnsan, sevilmek, kabul edilmek ve kendisine değer verilmekten hoşlanır ve kendisine değer verenlere karşı daha ilgili ve
Kur'an, başta Yahudilik ve Hıristiyanlık olmak üzere, insanındini tecrübesiyle ilgili önemli bilgiler içermektedir. Kur'an'ınYahudilik ve Hıristiyanlık hakkında verdiği bilgiler, bu dinlerin kaynaklarında verilenlerle büyük ölçüde örtüşmektedir. Ancak Kur'an, resmi inanç sistemleri yerine, iman-ibadet-ahlâk ilişkisi çerçevesinde Yahudi ve Hıristiyan yaşamında yer alan tevhide aykırı anlayış ve uygulamaları yansıttığı için, bazen bu dinlerin kaynaklarından farklı bilgiler sunmaktadır. Buna karşılık Yahudilik
Adını barıştan alan İslâm dini ve onun mensubu olan Müslümanlar, özellikle son dönemlerde Batı'da maksatlı bir şekilde şiddet, terör ve savaşla iç içe gösterilmekte. Müslümanlar kan döken, kendi inancından olmayanlara karşı düşmanca tavır takınan, hoşgörüsüz, uzlaşmaz ve daha da vahimi terörist sıfatıyla takdim edilip adeta potansiyel düşman gösterilmek istenmektedir.Kuşkusuz bunun dinî, siyasî ve ekonomik nedenleri söz konusudur.Elinizdeki eser, işaret edilen hususları göz önünde bulundurarak olabildiğinc
Tükendi
Her varlık veya olay kendisi için takdir edilen yasalara göre vücut bulmasına rağmen, özellikle insan söz konusu olduğunda, yüce Allah bazı zamanlar tarihe ve dolayısıyla insanlığın gidişatına ayrıca özel müdahalelerde de bulunur. Vahiy bu müdahalenin doğrudan gerçekleşen en önemli biçimini oluşturur. Varlık ilkesiyle ilgili yasalar varoluşun olması gereken nesnel şartlarını tesis etmesine karşılık; vahiyle müdahalede insanın inancını ve hayat tarzını doğru kılma amacı vardır. Fakat, vahiyle müdahalede inan
Korku sosyal hayatta bir iktidar kaynağı olabilir mi? İlk anda tuhaf gelebilecek bir sorudur bu. Hem korkup hem de nasıl iktidar sahibi olunabilir ki? Üstelik korka kişi tam da korkunun doğası gereği insanı en iktidarsız anında yakalamışken nasıl bir iktidara kaynaklık edebilir? Korkutucu araçları elinde hatta tekelinde tutan iktidarın korkusu ne kadar sahici bir korkudur ve bu korkudan tekrar nasıl bir iktidar hâsıl olabilir? Bu sorular zannediyorum ki korku ile iktidar arasında son zamanlarda yaşadığımı
Sıralama : Göster :
Toplam 51 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2