Sonucu Daralt
Kategori
Yayıncı Kategori
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 266 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Çağdaş şarkiyatçıların ünlülerinden olan Henri Laoust'un yazdıkları uzun ve yorucu araştırmaların ürünleridir. Müellifin İslâm'da Ayrılıkçı Görüşler kitabı İslâm'ı öncelikle bir din görmekte; medeniyetini ise Müslüman iman ve amelinin çeşitli alanlara yansıması saymaktadır. Laoust'a göre değişik İslâmî akımların, toplulukların ve kurumların varlığı tevhit eksenli bu medeniyetin farklı yansımalarıdır. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki, İslâm, çok erken bir dönemden itibaren, pek çok fırkaya ve mezhebe a
Caferîlik mezhebinin dördüncü delili aklı ve onun getirdiği açılım-lara odaklanarak bir araştırma yapmak ve bunu Sünnî mezheplerin dörtlü delil sistemindeki dördüncü delilleri ile mukayeseli olarak ele almak hayli çaba gerektiriyor. Sefa Atik, Sünnîliğin İzinde adını ta-şıyan elinizdeki kitapta, bu amaçtan hareketle usul-fürû denklemini kurarak aklın nereye tekabül ettiğini belirlemeye çalışıyor. Dahası bu tekabülün Sünnî fıkıh mezheplerindeki yerini de işaret ediyor. Kitapta, önce Caferî fıkıh usulünün
Hepimiz gâvur kıyafetine bürünmeyelim diye yazdığı bir risaleciğin yayınlanmasından çok sonra çıkan Şapka Kanunu'na muhalefet ettiği iddasıyla idam edilen ve hâlâ iadei itibardan mahrum bırakılan İskilipli Âtıf Hoca... Sağın tartışmasız sancağı muamelesi görmeye devam ettiği hâlde siyasi mürailiğin tem-silcisi Ahmet Hamdi Tanpınar... Sıradan bir bakışla bile çizgidışılığı tescillenebilecek; deruni müziğin, suntursuz hicvin, can yakıcı sahiciliğin ve esamisi kalmamış dostluğun simgesi çizgilerüstü karakter
Seyyid Kutub, edebiyattan siyasete, tefsirden Batı algısına kadar çağdaş İslam düşüncesinin birçok alanını derinden etkileyen, son yüzyıla damgasını vurmuş sembol isimlerden biri. İslam·, yirminci yüzyıl dünya gündemine yeniden, farklı bir dil ve üslupla sunan Seyyid Kutub'un mücadelesi İslam aleminde yeniden bir silkinme yarattı. Buna karşın Batı'nın gözünde bilhassa Sovyet blokunun çöküşü sonrası ciddi bir tehdit unsuru olarak da görüldü. Yasin Aktay'ın derlediği Seyyid Kutub: Siyasal Teoloji, Fıkıh ve Ta
Kur'an'ı Nasıl Okudular Kur'an'ı Nasıl Anladılar Kur'an'ı Nasıl Yaşadılar
Tükendi
Hem İbn Kayyımın hem de selefî fıkıh düşüncesinin en güzel örneklerinden birini teşkil edenİlâmul-muvakkiîn an rabbil-âlemîn adlı esere yapılacak genel bir bakış, eserin belli sistematik dahilinde kaleme alınmadığını düşündürmektedir ve bu durum İlâm neşirlerinin ve şu an takdim edilen tercümenin içindekiler bölümünden de rahatlıkla anlaşılmaktadır. İlâmın tam anlamıyla yani efrâdını câmi ağyârını mâni bir fıkıh usûlü kitabı sayılması da pek mümkün değildir. Nitekim usûl kitaplarında yer alması beklenen baz
Asaf Hüseyin, agırlıklı olarak söyleşilerinden oluşan İslami Uyanış Fikri adlı eserinde İslam dünyasının mevcut durumundan hareketle yukarıdaki sorulara nasıl çözüm bulabilecegimizi cevaplamaya çalışıyor. Sorunları tespit ve bu sorunlara çözüm bulma konusunda Kur'an eksenli bir yöntemin önerilmesi kitaptaki metinleri daha da önemli kılıyor. Yazar, metinlerinin tümünde Kur'an vurgusunu yapmakta ve yine iman ve amel kavramlarının ayrılmazlıgını metodolojisinin temeli yaparak bu konudaki eksik degerlendirmeler
Günümüzde İslam alemindeki tartışmalardan hareketle farklı bir düşünme biçiminin geliştirilmesine nasıl katkıda bulunabilecegini araştırmanın önemiş yadsınamaz. Bu baglamda elinizdeki kitap, Hasan Hanefi, Abdulvehab Messiri, Muhammed Abid Cabiri ve Raşid Gannuşi'nin yaklaşımlarından kesitler sunuyor. Çağdaş İslam Düşüncesinin Sorunları'ndaki yazarlardan her birinin fikri yönelimi, sorunların tespiti ve sorunlara çözüm üretme şekli birbirinden oldukça farklı. Elbet bütünüyle birbirine zıt şeyler ifade etmiy
Seyyid Kutub ve Yoldaki İşaretler için pek çok şey söylenebilir. Her şeyden evvel Yoldaki İşaretler, Kutub'u tanımak için tek başına yeterli bir kaynaktır. Genellikle kabul edildiği üzere de, Kutub'un en önemli eseridir. Ayrıca okuyucu, sadece bu kitabını okumakla, müellifin düşünce yapısı hakkında genel-geçer bir değerlendirme yapabilecek malumata da sahip olabilir. Eser, sadece, bu yönüyle değil, çağdaş İslâm düşüncesine hatırı sayılır katkısı olması açısından da önemlidir. Yoldaki İşaretler'in dikkate de
Tükendi
Türkçe'nin İslami ilimlerle tanışmak isteyen okuyucu için zengin olduğu doğru, gelgelelim bu kitapların ekseriyeti okurunun elinden tutacağına kapıyı gösterir. Istılahtan konuya girilemez veya son derece mekanik bir şekilde tanımlar, referanslar heyelan gibi okuyucuya çullanır. Okura ilmin kapısını aralamaktansa, kapı övülür, ne kadar yüksek olduğu, geçmenin zorlukları anlatılır. Altın çağlarının üzerinden çok vakit geçmiş mevta ilimlerin türbedarları "ruhuna fatiha"da ısrarcılar. Elinizdeki kitap ise büy
İSLAM VE İNSAN İslâm bize her daim bir dünya görüşü, bir hayat tarzı, programı ve yolu olmaktan daha fazlasını sunar. Zira bir dünya görüşü sadece bu dünyaya dair cevapları, umut ve kaygıları sunabilir. Oysa İslâm her şeyden önce hakikati dillendirir, terennüm eder, duyurur. Üstümüzde duran o ağır kapağı kaldırarak bize bir nefes aldırır, var oluşun ve sadakatin ne olduğunu öğretir; hakikatin anlamını sunar. Ramazan Tamer Büyükküpçü, İslâm ve İnsan kitabında kalbe karşı gelen kaideleri, anlamı, dört terim
eslimiyet, insanın bir bütün olarak dünyaya ve kendi faaliyetlerinin neticelerine karşı iç tutumudur. Allah'ın iradesine teslimiyet, insanların iradelerine karşı bağımsızlık demektir. Allah'a itaat insana itaati meneder. Bu, insan ile Allah arasında ve dolayısıyla insan ile insan arasında yeni bir münasebet teşkil etmektedir. Dolayısıyla bu dünyadaki hayatımızı hakiki manada anlamak; her şeyi ihata etmek ve her şeye hâkim olmak hevesine kapılmadan gayret etmek ve zamanımızı teslimiyet şuuru içinde bereketli
İbni Teymiyyenin bu eseri, hurafelerden arınmış ve net olarak Kuranın nasıl anlaşılması ve hangi usulle Kurana yaklaşılması gerektiği konusunda gerçekten doğru ölçüleri ihtiva etmektedir. Ayrıca yazarın yaşadığı çağa kadar yazılmış olan tefsirleri. Kuranla ilgili olarak ortaya sürülen iddiaları ve yazılan eserleri de kritik etmektedir.
Aile kurumu ciddi bir felaketle karşı karşıya. Batılı aile neredeyse göçmüş durumda. Türkiye'de sağlam ve köklü bir geleneğe yaslanan aile kurumu da son yıllarda planlı ve sinsi bir şekilde tahrip ediliyor. Aile kurumumuzu ayakta tutan manevi değerler hızla erozyona uğrarken, batılı yaşam biçiminin beraberinde getirdiği olumsuzluklar aile hayatımızı sarstıkça sarsıyor.  Böyle bir vasatta, aile kurumunu her türlü yıkıcı etkiden, özellikle modern hayatın beraberinde getirdiği seküler tahribattan korumaya, onu
Meşhur usul âlimi Karafî'nin Hz. Muhammed'in tasarruflarını tasnif eden ve onun en önemli eserlerinden kabul edilen İhkam bu cümlelerle başlar. Kitabın müellifiaklî ve naklî ilimler yanında alet ilimleriyle de sözüne itibar edilecek derecede ilgilenmiş, özellikle fıkıh ve fıkıh usulü olmak üzere Arap dili ve kelâm alanında derinleşmiştir. Fıkıh ve fıkıh usulü alanlarındaki eserleri genel olarak değerlendirildiğinde Karafî'nin çalışmalarının günümüz kavramlarıyla hukuk felsefesi ve karşılaştırmalı hukuk alan
Rotamız Âlem-i İslâm kitabı söze değer verenlerle yine söz, yazı üzerinden bir bağ, bir köprü kurma iştiyakıyla oluştu. Kitabı bitirip son olarak kitabın önsözünü yazmak için bilgisayarın başına oturduğumda kendi kendime iyi ki yollarda günlükler, notlar tutmuşum. İyi ki ülkelerle, şehirlerle, insanlarla kurduğum bağları, duygularımı, heyecanlarımı bir gün yazmak için içimde saklamışım dedim. Çünkü söz ancak yazıya dökülürse bir anlam kazanıyor ve kalıcı oluyor.Müslümanlar olarak öyle geniş bir ümmete sahib
Hiç kuşku yok ki, vahyin bizzat muhatabı olan Allah Rasûlü (s.) ile birlikte, vahyin nazil oluşuna tanıklık eden, Kurân âyetlerinin adeta gökten yağmur yağar gibi sağanak sağanak indiği ortamı teneffüs eden ilk nesillerin Kurânın mesajlarını okuyup algılamaları ve Rabbimizin Kitâb-ı Keriminde ebedileştirdiği üzere seminâ ve etanâ: işittik ve itaat ettik şuuruyla hemen uygulayıp hayatlarına aktarmaları, Kıyamete kadar gelecek tüm nesillere model oluşturacak ölümsüz ve eşsiz tecrübeler niteliğindedir. Onlar,
İslâm ve siyaset ilişkileri öteden beri hararetli tartışmalara konu olmuştur. Bu konudaki düşünce ve tezlerin derinlikli olarak değerlendirilmesi ancak İslâm siyaset ilişkilerinin tarihsel tecrübeyi dikkate alacak bir şekilde analiziyle yapılabilir. Işıl Arpacı, akıcı bir dille kaleme aldığı kitabında, İslâm-siyaset ilişkilerini, İslâm'ın siyasetinden "siyasetin İslâm"ına, İslâmcılık akımından Türkiye tecrübesinin özgünlüğüne değin İslâm dünyasındaki din-siyaset ilişkilerini çeşitli boyutlarıyla ele alara
Hiç kuşku yok ki, vahyin bizzat muhatabı olan Allah Rasûlü (s.a.v.) ile birlikte, vahyin nazil oluşuna tanıklık eden, Kur'an ayetlerinin adeta gökten yağmur yağar gibi sağanak sağanak indiği ortamı teneffüs eden ilk nesillerin Kur'an'ın mesajlarını okuyup algılamaları ve Rabbimizin Kitab-ı Kerim'inde ebedileştirdiği üzere "semi'na ve eta'na: işittik ve itaat ettik" şuuruyla hemen uygulayıp hayatlarına aktarmaları. Bu, kıyamete kadar gelecek tüm nesillere model oluşturacak olumsuz ve eşsiz tecrübeler ni
Sıralama : Göster :
Toplam 266 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4