Sonucu Daralt
Kategori
Yayıncı Kategori
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 264 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Göğe açılan kapımız, camilerin dinimizdeki yeri tartışmasız çok önemli bir konumdadır. İslam’ın yüzyıllara dayanan kadim kurumu olan camiler, tarih boyunca büyük bir özenle inşa edilmiş, şehirlerin başköşesindeki yerlerini alarak müminlere ev sahipliği yapmıştır. Camiler bir ve beraber olarak tek ve bir olana yönelmenin en güzel mekânlarıdır. Cemaat hâlinde kalpler Allah’a yönelirken bu güzide mekânlar asıl vazifelerini yerine getirirler. Peki, bizleri günde beş vakit salaha ve felaha çağıran; huzura ermemi
Bu bir uyarı, tavsiye ve öğüt kitabıdır.Amacı insanları Allaha itaat etmeye teşvik etmek, onları itaatsizlikten uzak tutmak ve Ona karşı samimi olmalarını sağlamaktır. Arka Kapak Yazısı Kitabı okuyun, göreceksiniz ki Mevdudinin söylevinde bir kez yer almış sıradan sözler bile olağan üstü ya da en azından bizim zamanımızda olağanüstü olmuş bir özellik kazanmaktadır. Çünkü o, Kuranda sadece sözlük ve kültürel anlamları olan sözlere duygu ve niyet katar. Böylece Kuranın buyruğu tarafından yeniden şekillenen
Roger Garaudy hem çağımızın gelişmelerine hem de İslam kültür mirasının çeşitli yönlerine vâkıf bir düşünür. Garaudy’nin düşüncesi özellikle 1970’li yıllardan itibaren her türlü partizanlıktan ve ideolojik deli gömleklerinden uzaklaşır. Artık onun en önemli entelektüel tasarımı insanlığı umut eksenli olarak farklı bir şekilde değerlendirmektir. Roger Garaudy “Geleceğimizde İslam Var” kitabında inanç ve kültür olarak İslam dini ve medeniyeti hakkındaki değerlendirmelerini entegrizmden uzak bir anlayışla topl
Birçok meselede yeni ufuklar açan Ebu’l-Âlâ el-Mevdudi düşünme ve yazma üslubuyla da dikkat çekmiştir. Kaleme aldığı bütün eserlerinde okuyucularını Kur’an’a yönlendirmek için uğraşmıştır. Eserlerindeki açıklamaların bir kısmını okuyucunun zihninde izah ihtiyacı duyabileceği diğer kısmını ise onların görmezden gelemeyeceği yerlere koymuştur. Ebu’l-Âlâ el-Mevdudi’nin “Kur’an’a Göre Dört Terim” isimli eseri onun bu perspektifinin görüldüğü klasik metinlerden biridir. Kitap okuyucuların Kur’an’a daha bütüncül
Henüz tercümesi bitmeden okuyucusu tarafından merakla beklenen muhteşem eser MÜFREDAT, beklenen ilgiyi hak edecek biçimde hazırlandı. Ragıp el-İsfehaninin çağlar ötesinden bugünü aydınlatan ve zamanın eskitemediği kıymetli eseri, titiz tercümesi, dipnotları ve tetkikleriyle Kuran okuyan herkesin başucu kitabı olmayı hak etmektedir. Çevirisini ve tetkiklerini Yusuf Türkerin yaptığı Müfredat bütün kütüphalerin vaz geçilmez eseri... Arka Kapak Yazısı Râğıb el-İsfahani, Müfredâtında zengin bir bilgi birikimin
Rab kavramının zihniyet inşası bağlamındaki özel konumuna odaklanan Hasan Nas’ın Kur’ân’da Rab Kavramı adlı kapsamlı araştırması Allah-insan-âlem ekseninde tevhid üzere bulunan varlık arasındaki ilişkiyi anlama çabasının ürünü. Eserde Rab-insan ve Rab-âlem münasebeti bağlamında Allah’ın insana, tarihe, topluma ve tabiata kesintisiz müdahalelerini görünür kılan dinamik rubûbiyet telakkisi öne çıkıyor. Bu titiz çalışma, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzûlü sürecinde daha ilk yıllarda teşekkülünü büyük ölçüde tamamlamış
Aile kurumu ciddi bir felaketle karşı karşıya. Batılı aile neredeyse çökmüş durumda. Türkiyede sağlam ve köklü bir geleneğe yaslanan aile kurumu da son yıllarda planlı ve sinsi bir şekilde tahrip ediliyor. Aile kurumumuzu ayakta tutan manevi değerler hızla erozyona uğrarken, batılı yaşam biçiminin beraberinde getirdiği olumsuzluklar aile hayatımızı sarstıkça sarsıyor. Böyle bir vasatta, aile kurumunu her türlü yıkıcı etkiden, özellikle modern hayatın beraberinde getirdiği seküler tahribattan korumaya, onun
İslami davet olmazsa olmaz, kaçınılamaz, savsaklanamaz, ihmal edilemez bir görevdir. Kur’an’ı Kerim’de anlatılan tevhid mücadeleleri bilhassa Hz. Yunus’un davet tecrübesi bunu ortaya koymaktadır. Bu çerçevede peygamberimiz Hz. Muhammed’in risalet sürecinin başlangıcında örtüsüne büründüğü kısa bir duraksama döneminin ardından “Kalk ve uyar!” emrine muhatap olarak nasıl bir davet faaliyetine giriştiğini biliyoruz. Abdullah Yıldız Hz. Yunus kıssasındaki ibretamiz davet tecrübesine odaklanan Ninova’ya Dönüş ki
Yorum, kutsal metne, tarih ve insanlık içinde bir çığır açma, onu, insanın manevi ve somut eylemlerine, yaşam küresinin içine dâhil etme kararlılığıdır. İşte bu yüzden Kur’an tek bir yoruma mahkûm olmayan açık uçlu bir kelamdır. Ancak ilahî kelam üzerinden okunacak olan gaye ve hedefler bakidir. O zaman, şunu söyleyebiliriz: Hiçbir yorum yüzde yüz nesnel değildir; tam aksine, kısmen nesnel, kısmen de özneldir. Sadık Kılıç insana, kültüre ve yoruma dair yazılardan oluşan Tefekkür ve Yorum adlı kitabında beşe
Şarkiyatçılar İslâm düşüncesinin felsefe tarihindeki yerini gösteren, okuyucunun ufkunu aydınlatan, farklı çağlardaki düşünce tarihlerini birbirine bağlama imkânlarını veren pek çok çalışma yaptı. Hiç şüphesiz onların İslâm düşünce tarihine dönük ilgisi Büyük Britanya İmparatorluğu’nun Ortadoğu’da hâkimiyet kurmaya çalıştığı yirminci yüzyıl başlarında daha da artmıştır. Bunlar içinde yalnızca İslâm felsefesinde derinleşmek isteyenlere hitap etmek gibi mahdut bir hedefi göz önüne almayıp, umumiyetle felsefe
İslâm dininin doğuşundan bu yana geçen asırlar içinde İslâm dünyasında dinin birçok farklı yorumu ve anlaşılma biçimi oluşmuştur. Zamanla kurumlaşan bu anlayışlar, fırka ya da mezhep şeklinde isimlendirilmiş ve birçok ilmî araştırmanın konusu olmuştur. Mezheplerin doğuşundan itibaren, aralarındaki münasebetler bazen fikir, bazen mücadele yahut iş birliği hâlinde cereyan etmiştir. Mezhepleri tanımlama, anlama ve görüşlerini tespit etmede pek çok değerli eser kaleme alan Yaşar Kutluay Tarihte ve Günümüzde İsl
İslâm mezheplerinin doğuşu ifadesi, itikâdî meselelerde Hz. Peygamber’in çizdiği yoldan, çeşitli sebeplerle az veya çok inhiraf etmiş İslâm fırkalarının tarih sahnesinde görünmelerini karşılar. Çalışmalarında kullandığı karşılaştırmalı metotla öne çıkan Yaşar Kutluay, kelâmî tartışmaları ve mezhep cereyanlarının başka dinlerden kaynaklı olduğu iddiasını kabul etmemiş, bunun asıl sebebinin İslâm toplumunun yapısı ile Kur’ân-ı Kerim’in ortaya koyduğu tefekkür hürriyetine dayanan yeni bir zihniyetten kaynaklan
Puta tapıcılığın çağdaş biçimlerinin yaygınlaştığı bir zamanda Hz. İbrahim'in (a.s) mücadelesi yeniden hatırlanmalı. Zira o öyle bir insandı ki, ateş onu ve kalbinin yüceliğini tanımış, yakmamıştı. Öyle bir insandı ki, babasının yolunu ona saygıda kusur etmeden terk etmeyi bilmişti. Bu yüzden, çağımızda tıpkı onun gibi inanıp dosdoğru davranan bir insan olabilmek oldukça önem taşıyor. Abdullah Yıldız, içindeki Putları Kır kitabında bugünün insanına Hz. İbrahim'in tevhid mücadelesini akıcı bir dille anlatıyo
Bugünün kitleleri, belirsiz bir hayat tarzını benimseyerek, onun ilke ve özelliklerine göre yaşamayı,o hayat tarzını belirleyen(ler)e ibadet manasına geldiğini düşünmez kılmış, ibadetten bir varlığın önünde secdeye varmayı anlar olmuşlardır. Arka Kapak Yazısı Bugünün kitleleri, belirsiz bir hayat tarzını benimseyerek, onun ilke ve özelliklerine göre yaşamayı, o hayat tarzını belirleyen(ler)e ibadet manasına geldiğini düşünmez kılmış, ibadetten bir varlığın önünde secdeye varmayı anlar olmuşlardır. Oysa
Allah (c.c), kendi yolunun küllenmiş işaretlerini hatırlatmak için zaman zaman peygamberler göndermiştir. Bu peygamberler, mesajlarını yaymaya çalışırken hem kendilerini engellemek isteyenlerin, hem de taraftarlarının zulümlerine maruz kalmışlardır. Bu taraftarlardan bir kısmı peygamberin getirdiği sahih inancı olduğu gibi yaşamaya çalışırken, bir diğer kısmı kitabı tahrif etmek, bidat ve hurafelere tâbi olmak ve peygamberlerini adeta ilahlaştırmak gibi durumlara düşmüşlerdir. Bugün yeryüzünde yaşayan üç b
Her geçen gün hızlanan hayatlarımızda, bugün artık yönteme ve yöntemli düşünmeye yer yok. Yöntem modern dünyanın malumat yığını altında ezilen günlük hayatımızın kurbanı oldu desek yeridir. Bu ise ister istemez Kur’an’ı anlama gayreti gösteren her mümini etkiliyor. Yaşanan tecrübeler göstermektedir ki malumat çokluğu asla doğru yorumun garantisi değildir. Haliyle yorum bahsinde yeterli donanıma sahip olmayanlar, çoğu zaman görüşlerinde yanılabilirler. Bunu en aza indirecek husus ise hiç şüphesiz ilimde deri
19 yüzyılın sonlarında İslam dünyasının sorunları üzerine kafa yoran Cemaleddin Afgani’nin hayatı ve kişiliği sadece tarihçilerin inceleme konusu olmaktan daha fazla bir anlama sahiptir. Onun faaliyetleri İslam dünyasının hem siyasi hem de fikri süreçleri üzerinde önemli izler bıraktı. Çok yönlü kişiliğe sahip olan Afgani, yazdıkları ve söyledikleri ile günümüzdeki tartışmalara katkı sunmaya devam eden nadir figürlerden biridir. Anwar Moazzam’ın yıllar süren incelemelerinden bir kesit sunan “Cemaleddin Afga
Yaşamakta olduğumuz çağın eleştirel düşünürlerinden Cevdet Said sorunları çözümlemekte kifayetsiz kalan hâlihazırdaki kurum ve anlayışlarla yetinmek yerine, yeni bakış açılarının izini sürüyor. Kavramlar ve meseleler konusunda düşüncenin ücra köşelerini yoklayan Cevdet Said’in İslam Dünyasının Krizleri kitabı öteden beri dert edindiği raşit toplum zaviyesinden bugünün aciliyet kesbeden düşünsel, toplumsal ve siyasal krizlerine odaklanıyor. Okurunu ön yargıların köleliği yerine düşüncenin refikliğine çağıran
İslam çok kısa sürede Atlas Okyanusu’ndan Çin Denizi’ne, İspanya ve Portekiz’den Malezya ve Endonezya’ya yayılmıştı. Kibirli Avrupa karanlıklar içinde yüzerken İslam yüzyıllarca dünyayı aydınlatmıştı. İslam dünyası şayet geçmişinde donup kalmaz, aksine zamanımızın problemlerini Medine toplumunun ruhu içinde çözmeyi bilirse, işte o zaman sadece Müslümanlar için değil, felakete sürüklenmekte olan tüm insanlık için, parlak bir gelecek için umut kapılarını açabilir. Roger Garaudy Yaşayan İslam adlı elinizdeki k
Sıralama : Göster :
Toplam 264 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1