Sonucu Daralt
Kategori
Yayıncı Kategori
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 579 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Kadim zamanlarda bilinmeyen bir şahsiyet olan gezgin tüccar, mevcut çağımızın görgü ve geleneklerinin yarattığı en ilgi çekici tiplerinden biri değil midir? Kimi makul düzenlerde, kimi filozoflar için, maddi girişim döneminden entelektüel kuvvet dönemine geçişin simgesi olmaya mahkûm edilmemiş midir? Asrımız, yaratıcı dehada olduğu gibi çokça yalıtılmış güç âlemini evrensel fakat dengelenmiş âleme; tüm ürünleri eşitlemek, onları kitleler arasında yayınlamak ve teklik ilkesi tarafından kontrol edilmek yani t
Muş şehri, diğer bütün şehirler gibi. 2000 yıldan fazla bir süredir bu toprakları süzen gözlerin ve değen ellerin bıriktırmiş olduğu ortak bilincin ürünü olan yapıtı ve hikayeyi kendi içinde taşımaktadır. Bu çalışma kişilerin kendi tarih ve coğralyaları ile yaşadıkları yabancılaşma ve kayıtsızlığa dikkat çekmektedir. Şehrin kendini düşünme biçimini belli tarihle ve tarihi olaylarla sınırlandırmaya çalışan ufkun. ötesine bakabilmeyi amaçlamaktadır.
"Hep değişen kalıcı ve samimiyetten uzak insani ilişkiler'' "Ancak o nasıl Gregor olabilir ki? Gregor olsaydı, insanların kendisi gibi bir hayvanla birlikte yaşamasının imkânsız olduğunu çoktan anlar ve çekip giderdi." "Müzik onu böylesine etkilediğine göre, ona bir hayvan denebilir miydi?" "Tekrar eski yerine döndü. "Sabahları erken kalkmak yok mu," diye düşündü. "İnsanı aptallaştırıyor." "Kafka'nın kendisinin de bu öyküyü "hiçbir zaman aşamayacağını, çünkü Dönüşüm'ü aşabilecek bir şeyin olmadığını, bütün
Zamanların hem en iyisiydi hem en kötüsüydü, bilgeliğin çağıydı, aptallığın çağıydı, inancın çağıydı, şüpheciliğin çağıydı, ışığın mevsimiydi, karanlığın mevsimiydi, umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı, her şey önümüzdeydi, önümüzde hiçbir şey yoktu, hep birlikte cennete gidiyorduk, hep birlikte diğer tarafa gidiyorduk – kısacası, dönem şimdikine öyle benziyordu ki, bazı gürültücü otoritelere göre iyi ya da kötü fark etmeksizin ancak üstünlük derecesiyle kıyas yapılabilirdi. "Zavallı yumurcak için bu şekild
İletişim, ideoloji, kültür, kitle, kitle kültürü, kültür endüstrisi, tüketim, internet, sosyal medya... hemen her an ve her ortamda sıkça karşılaşılan kavramlar. Gündelik dilde, düşüncede, eğitimde, sanatta, siyasette, küresel tartışmalarda o kadar çok kullanılıyor ki... Bazen çok açık, bazen karmaşık ve derinlikli anlamlanyla her zaman dotaşımdalar. Saniye Vatandaş, İletişim Kültürü ve ıdeoloji kitabında söz konusu kavramları, akademik disiplinler, sosyal kuramlar, sözlü/yazılı kültür, ağ toplumu ve ideol
Fıkhı entelektüel bir şekilde kavrayan Wael B. Hallaq, İslam hukuku alanında çalışma yapanların görmezden gelemeyeceği önemli bir isimdir. Farklı zamanların, birbirine yakın ve bir o kadar farklı meselelerini gündeme getirerek onlarca metin kaleme almasının payı yüksek bunda. Fakihlerin metinleriyle kesintisiz bir diyalog sürdüren Hallaq, İslam hukuku üzerine yazan, İslam hukukunu zaman zaman İslam hukukuyla hiç alakası olmayacak bir şekilde gören oryantalistleri üreten kültürle de hesaplaşıyor. Modernite
Türkiye Müslümanlarının, bir yandan tüm ümmetin ilmi, fikri, fiili birikiminden yararlanırken; öbür yandan da bu coğrafyada İslami potan-siyelin oluşumunda büyük emeği geçen, İslam davası uğrunda çaba sarf eden herkesin tecrübesini de mutlaka değerlendirmeleri gerekir. Bu topraklarda verilen İslami mücadele tecrübelerinden istifade etmek, bugünün tüm kuşaklar' için bir kadirşinaslık olmanın ötesinden bir görevdir. Sadece portrelerden ibaret olmayan Abdullah Yıldız'ın hazırladığı "Adanmış örnürler" kitabı i
Wael B. Hallaq, şüphesiz İslam hukuku araştırmalarının klasikleşmiş isimlerinden biri. İslam hukuku çalışmalarında, eleştirmek veya reddetmek için de olsa, ona uğramadan edilemiyor. Meseleleri titiz bir araştırmaya dayanarak ortaya koyduğu çalışmaları, öncelikle, İslam hukuku alanına entelektüel katkı niteliğinde. Onun, hukuk ve ahlak ilişkisine dair vurgusu, İslam hukukunun teorik boyutunu oluşturan fıkıh usulünü her zaman gündeminde tutması, oryantalist yaklaşımları eleştirmesi, füru fıkıhla ilgili araşt
İstanbul Sözleşmesi tüm karanlık yönleri ortaya çıkarılmasına rağmen hâlâ ülke politikasını şekillendiriyor olmasını, kendi değerlerini eksik gören grup ve yapılarca baş tacı edilmesine borçludur. Aynı zamanda Sözleşme ile zihinlerimiz, bize ait olmayan kavramlarla işgal edilmektedir. Muharrem Balcı İstanbul Sözleşmesinden İnsanı ve Aileyi Korumak kitabında küresel bir ifsad projesi olarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin izini sürüyor ve bu kavramın, şaşırtıcı biçimde İstanbul Sözleşmesinin temelini oluşturd
"Elimde olsa Haydarpaşa-Ankara arasında seyahat eden her bir yolcunun eline bu kitabı tutuşturur kitabı okuturken bir yandan da çevrede bulunan toprak yığını köylere baktırırdım. Öğretmen olsaydım çocuklara bulunduğum şehrin kenar semtlerini gezdirirken evlerde konuşulanları tekrarlatırken yeme içme giyim kuşam tarzlarını gösterirken Grigory Petrov'un kitabından sayfalar okurdum. Komutan olsaydım askerlerimin toplandıkları koğuşlara bu kitabın bazı sayfalarını kopya eder ve asardım. Düşüncelerin davranış ve
"Önceden Tanrı'nın insana yaşaması için nefesini ve arzularını verdiğini biliyordum; şimdi öğrendim ki gerçek bunların ötesindeymiş. Öğrendim ki Tanrı, insanların birbirlerinden ayrı ayrı değil, tek vücut hâlinde yaşamalarını istediğinden, herkese kendi ihtiyaçlarını değil, herkese gerekli şeyleri ilham veriyor. Öğrendim ki insanlar kendilerini düşünerek yaşıyor gibi görünse de gerçekte onları yaşatan tek şey sevgi. Kim severse Tanrı'ya yaklaşır, Tanrı da ona yaklaşır. Çünkü o sevgiyi yaratandır." "Tanrı'yı
"Her erkek bir dünyadır, Gertrudis." "Ve her kadın da bir ay. Öyle değil mi Don Juan?" "Her kadın bir sema olabilir." "Çocuklar her şeyi bizden daha iyi anlıyorlar. Hem de hiçbir şeyi unutmazlar. Eğer şimdi kavramıyorlarsa, yarın kavrayacaklardır. Çocuğun gördüğü, işittiği bu türden şeyler onun ruhu için bir tohum gibidir, filizlenir ve meyve verir." "Zavallı dindar kadınlar, onun vaazını dinlerken, tek sözcüğünü bile anlamadan bazen ağladıklarını söylerlerdi bana. Şimdi nedenin anlıyorum bunun. Tek başına
O, Allahın, insanlara, dünya ve ahiret hayatlarını esenlik yurdu (Yunus, 10:25) kılacak yolu göstermek için gönderdiği elçilerinin sonuncusu Hz. Muhammed (s)den başkası değildi. Söz konusu olay ise, Onun, Allahın elçisi olarak seçildiğini bildiren ve böylelikle insanlara mutlak hakikâtleri bildirme sürecini başlatan vahiyle ilk defa muhatap oluşuydu Arkakapak Yazısı O, Allah'ın, insanlara, dünya ve ahiret hayatlarını esenlik yurdu' (Yunus, 10:25) kılacak yolu göstermek için gönderdiği elçilerinin sonuncus
Tükendi
Kuran düalist insan kavramına iltifat etmemektedir. İnsan bedeni ve Allahın kendisine nefhettiği ruh bir bütündür. İnsan tek olan, intibak eden ve organizasyonda rol alan uyumlu bir yapıya sahip bir varlıktır. Arka Kapak Yazısı Kur'an düalist insan kavramına iltifat etmemektedir. İnsan bedeni ve 'Allah'ın kendisine nefhettiği ruh' bir bütündür. İnsan tek olan, intibak eden ve organizasyonda rol alan uyumlu bir yapıya sahip bir varlıktır. Şahsiyet olarak herkes tektir. Şahsiyetin ise iki özelliği vardır: T
Tükendi
Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamberin Hayatı; . . İslâm nimeti her devirde insana ancak iki kaynaktan gelmiştir. Birincisi, Allah`ın kelâmı, ikincisi Allah`ın peygamberleri (Allah`ın selâmı onların üzerine olsun) . O peygamberler ki Allah-ü Tealâ tarafından sadece kelâmını yaymak, buyruklarını duyurmak ve açıklamakla değil, aynı zamanda bunların nasıl tatbik edildiğini ve başkalarına nasıl örnek olabileceklerini göstermek için de görevlendirmişlerdir. Peygamberler aynı zamanda, Kur`an`ın belirlediği amaçları
Tükendi
"Büyük Suriye İsyanı" çarpıcı bir ayaklanma zaferleriyle başladı; fakat yıkılmış kırsal bölgelerde mahalle mahalle, köy köy acımasız hükümet kontrolünün yeniden ortaya çıkmasıyla son buldu. Hükümet mahkemelerince gıyaben adlandırılan ve hakkında hüküm verilen yüzlerce isyancı sürgüne kaçtı. Gerçekten adı sanı bilinmeyen isyancı kitleler yıkılmış köylerine ve merkez mahallelerine geri döndüler. Nesib el-Bekri dışındaki Şamlı hiçbir isyan liderinin Suriye mandasına dönmesine yıllarca izin verilmedi. Şam'ın g
Başta ABD olmak üzere, Türkiye'de, İslâm dünyasında severek takip edilen, okunan ve hak mücadelesi veren herkes için sembol bir kişilik olan Malcolm X, popüler bir figür olarak da hafızalarda, kalplerde yaşamaya devam ediyor. Hakkında birçok kitap yazılan, belgeseller ve sinema filmi çekilen Malcolm X üzerine Türkçede de önemli bir külliyat var. Ancak Kardeşliğe İnanıyorum kitabında yer alan konular, sadece Malcolm X'ten biraz daha konuşma aktarmaktan ibaret değil. Eser, hayatı arayışlarla geçen Malcolm X'
Makâsıdü'ş-şerîa, günümüzde İslâm hukukunun tecdidine yönelik çabalarla birlikte İslâm hukuk düşüncesinin anahtar kavramlarından biri hâline geldi. Kavram genelde dinin, özelde ibadetler ve hukuk alanındaki dinî hükümlerin gayelerine işaret eder. Bu meseleye değinen eserlerde İslâm'ın getirdiği hükümlerin nihai gayesinin insanların maslahatlarını gerçekleştirmek olduğu açıklanır. Gerek naslarda açıkça belirtilmiş gerekse ictihad yoluyla ulaşılmış fıkhî hükümlere hâkim olan amaç unsurunu ifade eden makâsıdü
Tükendi
Bize hiçbir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu "hiçlik" kadar baskı altına alamaz. Muhtemelen kitabı hemen elime alıp okuduğumu düşüneceksiniz. Kesinlikle hayır! Önce bir kitabım olmasının sevincini yaşamak istiyordum. Cehalet, bütün alanlarda ortak olmak üzere evrenseldi. "Bu dünyada bir zamanlar bir Rembrant'ın, bir Beethoven'in, bir Dante'nin, bir Napoleon'un yaşadığı hakkında en ufak bir bilgisi bulunmayan birinin kendini büyü
Artık öyle bir noktaya geldik ki, insanlar şahıslarına yöneltilen bir suçlamayı, mensubu oldukları topluluğun tümüne yöneltilen ağır bir suçlama olarak algılıyor. - Palto Aslında mühim olmayan adamların etrafında, onların mühim adam olarak görülmesini sağlayan insanlar sürekli var olmuştur. - Palto Hayatı boyunca bu sahne gözünün önüne geldikçe, genç adam elleriyle yüzünü kapatıp ağlardı. İnsan denilen varlığın ne kadar acımasız olabildiği, ince, kültürlü, terbiyeli kişilerde (aman Tanrım!), hatta toplu
Sıralama : Göster :
Toplam 579 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7