Sonucu Daralt
Kategori
(x)Diğer Sosyoloji Kitapları
Yayıncı Kategori
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İnsanlığın yaşadığı en büyük problemlerin aşırılıklar olduğunu ve bir aşırılıktan diğerine salınan bir sürecin yaşandığını modern zamanlar açıkça gösteriyor. Her şeyin dengelisi, mutedili, makbulü, iyisi, muteberi, ortancası ve ortalaması gibi anlamları içeren vasat kavramı işte bu bağlamda önem arz ediyor. Ahmet Ayhan Koyuncu Vasat Sosyolojisi kitabında, hem klasik ve güncel sosyolojik düşüncelerden hem de Türk toplumunun da dâhil olduğu İslam kültür havzasından beslenerek Batı’dan olduğu gibi aktarılan so
Hatıralar yakın geçmişimizin farklı perspektiflerden hareketle yeniden düşünülmesine ve soğukkanlı değerlendirmelere konu edilmesine katkı sağlamaları bakımından büyük önem taşırlar. Hele modern dönemin meşhur ama aynı zamanda tartışmalı isimleri söz konusu olduğundaysa bu önem katbekat artar. Etkisinin büyüklüğü yanında şöhreti ile bilinen Cemaleddin Afgani’ye dair hatıralar bu cümleden kabul edilebilir. Zira kendisi hem çağdaş İslam düşüncesi hem de İslamcılık tarihi ele alınırken üzerinde en çok tartışıl
Günümüzde kendileri de itiraf edemedikleri bir cemaatin mensubu olan çoğu kimse cemaatlerin kişinin özgürlük ihtiyacı silikleştirdiğini, devre dışı bıraktığını tekrar edip duruyor. Sıbğatullah Kaya'nın meseleyi dini ve sosyolojik açıdan ele aldığı Cemaatler kitabında öne sürülen argümanlar ve insanların cemaatle birlikte var olma süreçlerine eğilme tarzı oldukça ufuk açıcı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki tartışmaların, yüzleşmelerin ve uzlaşmaların sürdürüldüğü bir diyalog zeminine dönüşmesi gerektiği
Sosyoloji zor zamanlar geçiriyor. Sadece ülkemizde değil, başka yerlerde de kredisinin çoğunu tüketti. Sosyolojinin entelektüel ve siyasal borsadaki bu düşüşünün sorumlusu, önemli oranda bizzat sosyologların kendileridir. Sözgelimi profesyonel, akademik sosyoloji, gerçeklikte olduğundan ve olabileceğinden daha fazla bilimsel davranmaktadır. Mümkün olmadığı gibi, gerekli de olmadığı halde sosyologların çoğu araştırma tekniklerini tam ve keşinmişçesine sunarak doğa bilimlerini maymunca taklit etmektedir. Sık
Toplum, tepeden tırnağa yolsuzluk dalgasının içine dalmışsa, bu durumda, hayatın tümünde yolsuzluk hâkim bir faktör olarak ortaya çıkar. Hiç şüphesiz burada, küçük çaplı, zararı belirli bir bölge içerisinde dönüp dolaşan, çevreyi pek etkilemeyen ve her toplumda görülebilecek cinsten olan yolsuzluklardan söz edilmiyor. Burada bahsedilen yönetim sisteminin etkilediği her şeye bulaşan büyük çaplı yolsuzluklardır. İşte bu tür yolsuzluk, yani toplumun tümünü çürüten türden bir yolsuzluk, Seyyid Hüseyin El Attas'
İster dini, ister siyasi olsun entegrizm, yalnızlığın cesaretlendirdiği bir hak gaspından ve gayesiz bir dünyanın anlamsızlığından doğmuştur her zaman. Yarınları olmayan ümitsiz insanlar, ir yandan hayata artık ne bir mana ne de bir kararlılık veremez olan sözde 'değerler'i reddeden 'nihilizmlerin' kurbanı olurken, diğer yandan da bir tanrının, ama herhangi bir tanrının hükümranlığını vaadeden yalancı mesihlerin kurtarıcılığının kurbanı da olmaktadırlar. Entegrizmlerin gerçek olmayan cevaplarından, insanlar
Tükendi
Elinizdeki eser çağımızın toplumlarında yaşayan bireylerin içine düştükleri yabancılaşma olgusunu incelemektedir. Modern birey bu karmaşık dünyada tam anlamıyla bir kimlik sorunuyla karşı karşıyadır. Yazarın ifadesiyle: modern birey, eşit olmayan gelir düzeyleri, farklı sağlık olanakları, farklı statü ve güç ortamında kendisinin gerçek yerinin ne olduğunu merak etmektedir. Dünya sisli ve bulanık gözükmektedir. Soyut toplum, modern toplumdaki insanın yalnızlığının, korkusunun ve kendi kendine yabancılaşma
Tükendi
Mekan "olmak"tan türeyerek, varoluşu anlatıyor. İnsan da ünsiyeti; varoluşun temeliyle yakınlığı, uyumu ya da nisyanı; yani unutabilen ilk varlık olarak varoluşu unutmayı... İster yalnızca insan ve kapladığı alan, ister kainat, madde ya da mana nasıl ele alınırsa alınsın, mekanla insan arasında derin bir bağ vardır. "Sen kendini küçük bir cisim sanma, sende bir alem gizlidir" diyor, Hz. Ali. Görülebilirse alem insandır, insan da alem. Tarih sahnesinde yer alan bütün uygarlıklar, hayatı anlamak ve anlamdırma
Tükendi
Modernleşme teknolojik uygarlığın oluşturduğu ve dünyanın hemen hemen her tarafında uygulamaya konan bir olgudur. Her ülkenin bilhassa üçüncü dünya ülkeleri denilen ülkelerin heyecanla sarıldıkları ve benimsemeye çalıştıkları bu olgunun mahiyeti nedir? Modernisazyonun batılı toplumlardaki etkileri nasıldır?
Tükendi
Bu kitabı okumayın ve de niçin siz yaşamanın o yüce () sanatını kendisinden öğrenmek için televizyonunuzu sakın kapamayın. Siz bu kitabı okumayın, çünkü reklâmlar, çamaşır tozundan arabaya varıncaya dek arzu ettiğiniz her bir şeyi size söyleyecektir. Arka Kapak Yazısı Bu kitabı okumayın ve de niçin siz yaşamanın o yüce (!) sanatını kendisinden öğrenmek için televizyonunuzu sakın kapamayın. Siz bu kitabı okumayın, çünkü reklâmlar, çamaşır tozundan arabaya varıncaya dek arzu ettiğiniz her bir şeyi size s
Bu kitap geçmişte insan hayatına şekil ve yön veren inançlarla mukayese ederek, bugün insanların hayatlarına yön veren sorgulanmamış yanlarını inceliyor. Kitap; Seküler toplumların, vatandaşlarının vücuduna ve ruhuna nasıl sahip olmayı amaçladıkları düşüncesinden yola çıkarak, insanların sorumluluklarını yeniden tanımlamanın gerekliliğinin her zamankinden acil bir zaruret haline geldiğini vurguluyor. Ve bu tanımlamayı, insanın bu dünyada Allahın vekili olduğu geleneksel bakış açısının ışığında yapmaya çalış
'Halk uzmanın kendilerine bir ihtiyaç diye yamadığı şeyin eksikliğini duymaya hazır hale gelmedikçe, uzman meslekler, egemen ve kabiliyetsizleştirici şeylere dönüşemezlerdi.' 'ulaşımla felce uğratılan, programlarla uykusuz bırakılan, hormon tedavisiyle zehirlenen, hoparlörlerle susturulan, yiyeceklerle hasta edilen vatandaşlar yığını arasındaki bir kaç grup azınlık, örgütlenmiş ve aktif vatandaşlardır. Şu sıralarda bunlar, yeni yeni büyümeye ve genel muhalefet için yekvücut olmaya başlamaktadırlar. Öyle san
Tükendi
Entellektüellerin kitle hâkimiyetine Garamsci, kültürel hegemonya adını verir. Toplum, bütünüyle hiyerarşiktir, ancak hükümran sınıf kendini sadece cebir ile ayakta tutmak tercihlisi değildir. Ve toplum, (Marksın dediği gibi) salt ekonomik yahut salt politik bir varlık değil, bir morale-politiquetir, yani ahlaklanmış siyasi varlık yahut siyasileşmiş bir ahlakı varlık. Toplumu bir arada tutan gerçek güç, hakim fikirlere olan gönüllü bağlılıklardır.
"Ben bu yazılarda, sadece durup durup karşımıza dikilen bazı nahoş ve çözümsüz sorunları yarı felsefi vaazlar içinde arzetmeye çalıştım. Esasen bunlar, bir yandan kültürümüzün, bir yandan da siyasi varoluş yahut dinsel yaşayış ve düşünüşümüzün hangi noktalarda insicamsızlığa düştüğünü yani açıkça fire verdiğini gösteren konular, cephe ve paradigmalardır. Bence biz, sık sık, aslında birbiriyle fazla çelişkili dünyaları temzîce çalışıyoruz; bu yüzden de netice sıfır oluyor. Bir diğer görüşle, tek dünyaya bağl
Tükendi
Sıralama : Göster :
Toplam 14 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1