Sonucu Daralt
Kategori
(x)Roman - Dünya Klasikleri
Yayıncı Kategori
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Acıyı hafifletmekle elimize ne geçecek? Birincisi, ıstırabın insanı mükemmelliğe götürdüğünü söylerler. İkincisi ise eğer insan acısını haplar ve damlalarla hafifletmeyi öğrenirse, şimdiye kadar tüm kötülüklerden korundukları ve hatta türlü sıkıntılarını aştıkları dinsel inançlarını, felsefeyi bırakmazlar mıydı? Hayat sinir bozucu bir tuzaktır. Düşünen bir insan, olgunluğa eriştiğinde ve olgun bir bilince ulaştığında, istemeden kendini, çıkış yolu olmayan bir tuzakta gibi hisseder. Hayatın tragedyasını böyl
Kızılderililer diye de bildiğimiz Amerika kıtasının Avrupalılar tarafından işgal edilmeden önceki sakinlerine dair muhayyilemizde ne yazık ki çoğunlukla Hollywood sinemasının eski western filmlerinde karşımıza çıkan bir imge vardır: barış fikrinden uzak, atının üstünde çığlıklarla hasımlarına saldıran, yüzü ve bedeni boyalı bir barbar ve vahşi. Oysa bu imgenin tarihî gerçeklerle uzaktan yakından bir ilişkisi yok. Kendi geçmişindeki kabile yaşamı ve inançlarını yer yer şiirsel diyebileceğimiz ifadelerle akta
‘Bunu yapmamayı tercih ederim’. Atlantik’te, hiçliğin ortasındaki bir gemi enkazı gibiydi. Fakat, işimi yapmam gerekiyordu ve bu gereklilik onun hakkındaki endişelerimden ağır basmaktaydı. Vücuduna yardımcı olabilirdim ama acısı vücudundan değil ruhundan gelmekteydi ve ben onun ruhuna ulaşamazdım. Pasif direniş kadar sinir bozucu bir şey yoktur. Eğer direnen kişi, öfkeden uzak ise, sertlikten uzak zararsız yollarla karşı çıkıyorsa, bir şey yapmak çok güçleşiyordu. “Evrenin gündelik ironilerinden biri
"Hiçbir şey bir erkeğin kişiliğini, iyi aile terbiyesi almış bir kadınla kuracağı yakınlık kadar geliştiremez." “Soluk alabiliyor, yiyebiliyor, içebiliyor, uyuyabiliyordum. Bunları yapmamak zaten elimde değildi, ama yaşamıyordum.” “Sevdiğin insanları kaybetmeye alıştığın zaman, hayatı önemsememeye başlıyorsun.” “Gerçi cehalet hep aynı şeyi söyler. Bilmediği bir şey varsa onun saçma olduğunu söyler.” “İşte bütün romancıların en büyüğü, ‘Savaş ve Barış’ yazarı içinbaşka ne diyebiliriz ki?” -Virginia Woo
Hayvan Çiftliği - 128 1984 - 352 Dönüşüm - 79 Ömer'in Çocukluğu - 80 İki Şehrin Hikayesi - 536 Muhteşem Godisar - 70 İnsan Ne İle Yaşar - 126 Beyaz Zambaklar Ülkesinde - 230 Tula Teyze - 152 Sevginin Yasası Şiddetin Yasası - 111 Satranç - 62 Vahşetin Çağrısı - 104 Palto-Burun-Fayton - 102 Küçük Prens - 111 Gandhi Kılıçsız Savaşçı - 239 Kırık Kanatlar - 72 Ermiş - 103 Üsküdarlı İhtiyar - 104 Beyaz Diş - 280 İzis - 112
"Şu insan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Ne süt verir, ne yumurtlar. Sabanı çekecek gücü yoktur, tavşanı kendi başına avlamaktan âciz. Ama yine de tüm hayvanların efendisidir." "TÜM HAYVANLAR EŞİTTİR AMA BAZI HAYVANLAR DİĞERLERİNDEN DAHA EŞİTTİR." , "Açlık, zorluk ve hayal kırıklıklarının bu hayatın değişmez kanunu olduğunu söylüyordu." "İnsanlarla savaşınızda ona benzememeye dikkat edin!" "Özgürlük hiç bir şey değilse, insanlara işitmek istemediklerini söyleyebilme hakkı demektir." "Orwell kullandığ
"Bir insan diğerinin üzerinde nasıl güç kurar Winston? Winston düşündü. ‘ Ona acı çektirerek." "Hayatında bir kez olsa bile bu erdem duvarını yıkmayı, sevilmekten daha çok istiyordu." "Aptallık, zeka kadar gerekliydi ve edinilmesi en az onun kadar zordu." "Günlük tutmak yasak değildi. Ama tespit edilirse, günlük tutmanın, ölüm cezasına veya zorunlu çalışma kampında en az yirmi beş yıl çalışma cezasına sebebiyet verecek bir eylem olduğu açıktı." "1984 derin, ürkütücü ve bütünüyle büyüleyici bir kitap. Po
Zamanların hem en iyisiydi hem en kötüsüydü, bilgeliğin çağıydı, aptallığın çağıydı, inancın çağıydı, şüpheciliğin çağıydı, ışığın mevsimiydi, karanlığın mevsimiydi, umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı, her şey önümüzdeydi, önümüzde hiçbir şey yoktu, hep birlikte cennete gidiyorduk, hep birlikte diğer tarafa gidiyorduk – kısacası, dönem şimdikine öyle benziyordu ki, bazı gürültücü otoritelere göre iyi ya da kötü fark etmeksizin ancak üstünlük derecesiyle kıyas yapılabilirdi. "Zavallı yumurcak için bu şekild
"Hep değişen kalıcı ve samimiyetten uzak insani ilişkiler'' "Ancak o nasıl Gregor olabilir ki? Gregor olsaydı, insanların kendisi gibi bir hayvanla birlikte yaşamasının imkânsız olduğunu çoktan anlar ve çekip giderdi." "Müzik onu böylesine etkilediğine göre, ona bir hayvan denebilir miydi?" "Tekrar eski yerine döndü. "Sabahları erken kalkmak yok mu," diye düşündü. "İnsanı aptallaştırıyor." "Kafka'nın kendisinin de bu öyküyü "hiçbir zaman aşamayacağını, çünkü Dönüşüm'ü aşabilecek bir şeyin olmadığını, bütün
Kadim zamanlarda bilinmeyen bir şahsiyet olan gezgin tüccar, mevcut çağımızın görgü ve geleneklerinin yarattığı en ilgi çekici tiplerinden biri değil midir? Kimi makul düzenlerde, kimi filozoflar için, maddi girişim döneminden entelektüel kuvvet dönemine geçişin simgesi olmaya mahkûm edilmemiş midir? Asrımız, yaratıcı dehada olduğu gibi çokça yalıtılmış güç âlemini evrensel fakat dengelenmiş âleme; tüm ürünleri eşitlemek, onları kitleler arasında yayınlamak ve teklik ilkesi tarafından kontrol edilmek yani t
Orta yol yoktu ve bulunamazdı. Ya "efendi" olmalıydı ya da "itaat etmeli"ydi. Bu nedenle herhangi bir şekilde merhamet göstermek zayıflık anlamına geliyordu. Merhametin vahşi hayatta yeri yoktu. Merhamet edersen bu ancak korku olarak anlaşılırdı ve bu yanlış anlamalar ölümle sonuçlanabilirdi. Öl ya da öldür, yen ya da yenil... Tek kanun buydu ve zamanın ötesinden gelen bu kanuna itaat ediyordu. Elinde sopa olan adama itaat etmesi gerekiyordu. Güçlü olan o idi ama bu onunla dost olması anlamına gelmiyordu At
"İyi kimselerin izzeti başkalarının dilinde değil, kendi vicdanlarındadır." Artık susamam! Ölümün eşiğindeyim. Hristiyanlık dünyasının insanlarını, korkunç maddi sıkıntılardan ve her geçen gün gömüldükleri manevi yozlaşmadan kurtaracak tek şeyi fark etmişken nasıl susabilirim?" "İnancını kaybeden insan, dünyada düşülebilecek en tehlikeli durumdadır." "Eğer şiddet haricinde hiçbir şeyden anlamadığı düşünülüyorsa, insana neden akıl verilmiş?" "Sosyal yapımızın çökmesinin temel sebebi batıl inançlardır."
Bize hiçbir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu "hiçlik" kadar baskı altına alamaz. Muhtemelen kitabı hemen elime alıp okuduğumu düşüneceksiniz. Kesinlikle hayır! Önce bir kitabım olmasının sevincini yaşamak istiyordum. Cehalet, bütün alanlarda ortak olmak üzere evrenseldi. "Bu dünyada bir zamanlar bir Rembrant'ın, bir Beethoven'in, bir Dante'nin, bir Napoleon'un yaşadığı hakkında en ufak bir bilgisi bulunmayan birinin kendini büyü
Artık öyle bir noktaya geldik ki, insanlar şahıslarına yöneltilen bir suçlamayı, mensubu oldukları topluluğun tümüne yöneltilen ağır bir suçlama olarak algılıyor. - Palto Aslında mühim olmayan adamların etrafında, onların mühim adam olarak görülmesini sağlayan insanlar sürekli var olmuştur. - Palto Hayatı boyunca bu sahne gözünün önüne geldikçe, genç adam elleriyle yüzünü kapatıp ağlardı. İnsan denilen varlığın ne kadar acımasız olabildiği, ince, kültürlü, terbiyeli kişilerde (aman Tanrım!), hatta toplu
Ertesi gün dünyanın en öte uçlarından gelmeye başladılar: Krallar ve cumhur reislerinden gelen, sanatkârlardan, işçilerden, beşeriyet davası uğrunda kendilerini can ve gönülden sarf edenlerden telgrafla gelen tuhfeler ve sitayişler. Mohandas Gandhi yalnız Hindistan'ın malı değildi, bütün dünya insanlarınındı. Arkasından kalan hiçbir malı yoktu, yalnız eskimiş bir çift sandal ve gözlüğünden başka... Ama hiç kimse onun kadar mebzul hediyeler dağıtmamıştı. O büyük bir milletin hürriyetini satın almış ve insanl
Sıralama : Göster :
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1