Sonucu Daralt
Kategori
Yayıncı Kategori
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 579 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Puta tapıcılığın çağdaş biçimlerinin yaygınlaştığı bir zamanda Hz. İbrahim'in (a.s) mücadelesi yeniden hatırlanmalı. Zira o öyle bir insandı ki, ateş onu ve kalbinin yüceliğini tanımış, yakmamıştı. Öyle bir insandı ki, babasının yolunu ona saygıda kusur etmeden terk etmeyi bilmişti. Bu yüzden, çağımızda tıpkı onun gibi inanıp dosdoğru davranan bir insan olabilmek oldukça önem taşıyor. Abdullah Yıldız, içindeki Putları Kır kitabında bugünün insanına Hz. İbrahim'in tevhid mücadelesini akıcı bir dille anlatıyo
Düşüncelerin paylaşımı bakımından önemli bir tür olan mektup sanatı günümüzde her ne kadar eski itibarlı konumunu kaybetse de kültür tarihi incelemeleri bakımından paha biçilmez bir değer taşır. Zira eserleriyle kalıcı izler bırakan hayatların, yazı ve kitap uğraşlarının, din anlayışlarının yanı sıra dönemin ortamının ipuçlarıyla, dahası giderek güçlenen bir dostluğun izleriyle dolu birer belge niteliğindedir mektuplar. Mektuplaşmalar, Meryem Cemile ile Mevdudi’nin 1960-1962 yılları arasında yazdıklarını bi
Hepsinin birbirinden farklı, birbirinden ilginç hikâyesi vardı. Kimisi papazken, kimisi ünlü bir müzisyenken, kimisi bir misyonerken, kimisi de uyuşturucu kaçakçısıyken İslam\'la tanışmış ve kendilerine yeni bir hayat kurmuşlardı. Bu röportajlar esnasında mühtedilerin gözyaşlarına, sevinçlerine ve heyecanlarına da şahitlik ettim. Onlardan yaşadıkları zorlukları, hayal kırıklıklarını, geleceğe dair umutlarını dinledim. İtiraf etmeliyim ki, mühtedilerle yüz yüze röportajlar yaparken dinlediklerimden ben de ço
Allah (c.c), kendi yolunun küllenmiş işaretlerini hatırlatmak için zaman zaman peygamberler göndermiştir. Bu peygamberler, mesajlarını yaymaya çalışırken hem kendilerini engellemek isteyenlerin, hem de taraftarlarının zulümlerine maruz kalmışlardır. Bu taraftarlardan bir kısmı peygamberin getirdiği sahih inancı olduğu gibi yaşamaya çalışırken, bir diğer kısmı kitabı tahrif etmek, bidat ve hurafelere tâbi olmak ve peygamberlerini adeta ilahlaştırmak gibi durumlara düşmüşlerdir. Bugün yeryüzünde yaşayan üç b
Medya menajerleri imajların ve haberlerin yaratılması işlenmesi, rafine edilmesi ve bunlara riyaset edilmesi; dolayısıyla inançlarımızı ve tutumlarımızı, sonuç itibariyle davranışlarımızı belirleme işini kendilerine iş edinmişlerdir. Sosyal mevcudiyetin gerçeklerine tekabül etmeyen mesajları kasıtlı olarak ürettiklerinde medya menajerleri, zihin menajerleri olup çıkarlar. Realitenin kusurlu olarak algılanmasına, hayatın gerçeklerini kavrama gücünden yoksun bırakılmış bir şuurun oluşmasına sebebiyet veren me
Bugünün kitleleri, belirsiz bir hayat tarzını benimseyerek, onun ilke ve özelliklerine göre yaşamayı,o hayat tarzını belirleyen(ler)e ibadet manasına geldiğini düşünmez kılmış, ibadetten bir varlığın önünde secdeye varmayı anlar olmuşlardır. Arka Kapak Yazısı Bugünün kitleleri, belirsiz bir hayat tarzını benimseyerek, onun ilke ve özelliklerine göre yaşamayı, o hayat tarzını belirleyen(ler)e ibadet manasına geldiğini düşünmez kılmış, ibadetten bir varlığın önünde secdeye varmayı anlar olmuşlardır. Oysa
Kurşunların Rengini Yıldızlarla Değiştirdim, bir çocuğun Bosna savaşından sonraki mültecilik hikayesidir. Aynı zamanda, Boşnak gazeteci-yazar Emine Şeçeroviç Kaşlı'nın ilk kitabı Kurşunların da Rengi Var'ın devamıdır. Kurşunların da Rengi Var; 1992-1995 yıllarında Bosna savaşı devam ederken Emine Şeçeroviç Kaşlı'nın kuşatma altındaki Saraybosna'da geçirdiği çocukluğunun gerçek hikayesini anlatmaktadır. Kitap, savaşın bitmesine aylar kala, yazarın, Saraybosna'dan tek çıkış yolu olan "kurtuluş tüneli"nden ann
İsrail'in kuruluşu hakkında ne biliyoruz? Ortadoğu'yu şekillendiren İngilizlerle, Siyonistler arasında nasıl bir bağ var? Siyonizm'in Filistin topraklarına yerleşmesinde Balfour Deklarasyonu'nun rolü nedir? Theodor Herzl, Siyonist hedeflere erişmek için neler yaptı? Bu ve benzeri pek çok sorunun cevabını sunan Alan R. Taylor, İsrail'in Doğuşu kitabında Siyonizm'le, sömürgecilikle, savaşlarla ilişkisi içinde İsrail'in kuruluşunu anlatıyor. En önemlisi, Siyonistlerin adım adım uyguladıkları diplomatik strate
Tükendi
Sovyet dönemi sonrası Rusya’nın en ünlü siyaset bilimci ve jeostratejistlerinden birisi kabul edilen, Avrasyacılık Hareketi’nin önde gelen isimlerinden Aleksandr Dugin’in yazdıkları hem dünyanın hem de Rusya’nın siyasi yönelimlerini, arayışlarını ve çelişkilerini kavramak bakımından göz ardı edilemeyecek önemdedir. Hiç şüphesiz dünyevi meselelerle soyut fikirleri mukayese eden Dugin’i herhangi bir entelektüelden ayıran en önemli yönü ise teorik birikimi ve bu özelliği ile Rus yönetici elitleri arasında oyna
Seyahat, hele deniz seyahati, ruhun bütün dertlerine devadır. Kim diyor ki kadın şimdi, eskisi gibi yüzünü sıkı örtüler altında saklamıyor? Ya boya örtüleri? Bunların altında hakiki çehreyi hiç görmek mümkün mü? Boyalar olmasa bilmem kadın ne yapardı? Bir aşk dakikasının lezzetine ebediyet verecek kudrete sahip olmayanlar, süsten medet ummakta belki çok haklıdırlar. Fakat ipekler ve boyalar, ruhun eksikliklerini bilmem ki nasıl telafi edebilir? Nesrinin dışı açık, içi aydınlık; nazmının dışı lûgatli, içi ip
İslâm’da felsefi düşüncenin anlamı ve sürdürülüşü, ancak Batı’da birçok yüzyıldan beri felsefe diye adlandırılan kavramın tam bir karşılığının İslâm’da aranması şartı ile hakiki manası ile kavranabilir. Bu sebeple İslâm felsefesi gelenekselleşmiş felsefe tarihi el kitaplarına sağdırılamayacak ölçüde geniş bir alanı kapsar. İslâm felsefesini temel kaynaklarından inceleyerek bu alanda çalışmalar yapan Tjitze Jacobs De Boer, İslâm’da Felsefe Tarihi eserinde en önemli temsilcilerinin öğreti ve sistemlerinden ha
Ancak ben delilikte buldum gerçek hürriyeti gerçek güvenliği. Yalnızlığın özgürlüğünü buldum, varlığımı fark eden insanlardan kaçma özgürlüğünü… Çünkü varlığımızı fark edenler içimizdekilerin bir kısmını tutsak ederler. GECE: "Hayır, sen benim gibi değilsin, ey Meczup, çünkü sen acı karşısında titrersin uçurumun şarkısı bile seni korkutuyor. Yenilgi, yenilgim, parlayan kılıcım ve kalkanım, gözlerinde okudum: İnsanın ne zaman saltanat tahtına otursa işte o zaman köleleştiğini. Tahta oturmak köle olmaktır. “C
Felsefi anlamlar ve anlayışların altında yatan ve onlara dayanak oluşturan dilsel ilkeleri ön plana çıkaran Taha Abdurrahman’ın metinleriyle uğraşmak aynı zamanda yeni bir felsefi lügatçeyi hesaba katmak demektir. Zira o, söylem analizi ve diyalektik münazara kuramları alanındaki en son gelişmeleri göz önünde bulundurarak klasik İslam düşüncesindeki pek çok terimin içeriğini kendi tezi doğrultusunda yeniden anlamlandırmış, Batılı terminolojiyle fikirlerini desteklemiş, bunların yeterli gelmediği durumlarday
İslam hukuku ile ilgili siyasi, kültürel ve toplumsal tartışmalar özellikle İslam hukukundaki farklı bakış açılarının; insan hakları, farklılıklar, müsamaha, şiddet, ifade özgürlüğü, dinî ile dünyevi olanın ilişkisi gibi konulara ne cevaplar verdikleri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu tartışmalara binaen İslam hukukunun rol ve konumu çeşitli eserlerde mütemadiyen inceleniyor. Batılıların dikkati ise Müslümanlar arasında süren, İslam’ın neyi yasakladığı, neye izin verdiği ya da neyi savunduğu hakkındaki tartışm
Uluslararası metinlerden ve teamülden yola çıkılarak tespit edilen devletin tanınması ölçütleri, bir devlette yaşamanın anlamına dair kamusal söylemin ayrılmaz bir parçasıdır. Süreklilik arz eden nüfus, sınırları belirli bir bölge, hükümet, diğer devletlerle ilişki kurna kapasitesi, uluslararası hukuka uymaya istekli olma ve egemen devletin rızası şeklinde sıralanabilecek bu ölçütler pek çok yorumu besler. Aslında bunlar çok daha geniş kapsamlı, tarihsel olarak daha zengin bir tartışmanın yoğunlaşmış halidi
Orhan Keskintaş, Batı’nın psikanaliz ve dilbilim çalışmalarından hareketle hikayenin geleneksel toplumlardaki oynadığı role odaklanıyor. Yazara göre hikayede etik ve estetik olmak üzere iki temek siyaset bulunur. Etik siyaset, başkasıyla kurulan ilişkidir. Yasayla kendini bulan etik siyaset bir şiddet kipi içerir. Yasanın kendisi, önce komşuyu ve sınırları var eder; sonra, başka ile ben arasına hak kavramını koyar. Etik siyaset, farkı açığa çıkarır, onu siyasetin konusu yapar. Hikayenin, olağanüstü dünya ka
Muhabir, muharrir ve mütercim S. M. Tevfik Bey, II. Meşrutiyet yıllarında İstanbul’dan başlayarak Güney Asya’ya uzanan geniş coğrafya üzerinde, deniz ve kara yolculukları yaparak, yıllar süren bir seyahate çıkmıştır. Gözlemlerini İslâm âleminin o sırada içinde bulunduğu duruma dair tespitleriyle harmanlayarak, kendisinin de yazı işleri heyetinde yer aldığı ve son dönem Osmanlı matbuatının önemli mecralarından olan Sebîlürreşâd dergisinde Hindistan Mektupları adıyla neşretmiştir. Yolu tarih ve sosyolojiyle k
"Türkiye'de Tek Partili Yıllar" ile çizilen bu panorama Türkiye'nin bugününü değerlendirme açısından geçmişin karanlıkta kalmış yönlerine ışık tutan bir projeksiyondur 1923-1950 arası ortalama çeyrek yüzyıllık bu dönem. İstiklal mücadelemizin üç yıllık "kurtuluş" aşamasından sonra bir "kuruluş" dönemidir Bu dönemin en önemli özelliklerinden birisi tek partili bir siyasetin işlemesidir. Seçkinci tabularını aşıp açık yüreklilikle ifade etmeliyiz ki bu aşama doğal olarak pek çok sorunu beraberinde getirmiştir.
Cennete Otostop’un birinci kitabı Şam’da yaşadığım yıllarda orada tanıştığım mühtedilerle yaptığımız uzun sohbetler sonucu ortaya çıkmıştı. Kitabın kaleme alındığı dönemlerde veya daha sonrasında ikinci bir “Hidayet Öyküleri” kitabı hazırlamak gibi bir niyetim yoktu. Fakat zaman içinde Cennete Otostop’un vesile olduğu güzellikleri görüp okurlarımdan da yoğun şekilde böyle bir talep gelince yeni bir kitap için yola koyuldum. Cennete Otostop’un birinci kitabında merkez Şam şehriyken ikinci kitabını hazırlarke
Modernist düşünceye yöneltilen eleştiriler 20 yüzyılın sonunda yoğunluk kazandı. Böylece modernistlerin sorgusuz sualsiz Batı’yı taklit ettikleri belirginlik kazandı. Söz konusu eleştiriler aynı zamanda gelenekçi düşüncenin taklitçiliğiyle ilgili değişiklikler doğurmaya aday tartışmaları gündeme getirdi. Taha Abdurrahman İslami bir modernlik inşasına giriş niteliğindeki Modernlik Ruhu adlı eserinde modernistlerin taklitçiliklerini kapsamlı bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor. Korunması gereken modernlik
Sıralama : Göster :
Toplam 579 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4