Sonucu Daralt
Kategori
Yayıncı Kategori
Eser Sahibi
Sıralama : Göster :
Toplam 571 kayıt bulunmuştur Gösterilen 540-560 / Aktif Sayfa : 28
"Kur'an geçmişin araştırılması ve elde edilecek sonuçlardan yararlanılması konusuna, oldukça önem vermektedir. Bu araştırmalardan elde edeceği verilere göre toplum kendisini test etmeli, içinde bulunduğu durumun tesbitini yapmalıdır. Bunun sonucu toplumlar, medeniyetlerinin ilerleme veya gerileme nedenlerini öğrenmiş olacaklar ve buna göre de, kendilerine çeki düzen verecek ve medeniyetlerini sağlamlaştıracak hareket tarzları içine gireceklerdir. Çünkü geçmişin anlaşılması, bugünün ve geleceğin de, daha iyi
Tükendi
Arka Kapak Yazısı Çok kısa bir süre içinde, çok geniş bir coğrafyada yaygınlık kazanan İslam, bu hızlı yayılmanın getirdiği sorunların üstesinden nasıl gelmiştir? Bu geniş coğrafya içinde önceden var olan atıl kapasiteyi nasıl harekete geçirmiş ve o günün şartları içinde çok büyük boyutlara ulaşan ekonomik canlılığı nasıl sağlamıştır? Fethedilenlerle fatihler arasında ilişkiler nasıldı? Kültürel etkileşimin boyutları neydi? Çok yanlı bir kültürel geçişimin söz konusu olduğu bu ilişkiden İslam toplumu nasıl
Tükendi
Bu çalışmamızda yapmak istediğimiz; sadece Kur`an-ı Kerim`de hikmet kavramının anlam alanlarını tesbit etmek olmayıp; İlkçağ İslam Düşünce Tarihinde ve İslam`ın Klasik Çağında oluşan ilimlerle ilişkisini tespit etmek ve bu konuda şimdiye kadar ortaya çıkan görüşleri gücümüz çerçevesinde biraraya getirmek ve bu kültür hazinesinin vahiyle ilişkisini kurmak, bundan sonra yapılacak daha geniş bir araştırma için zemin hazırlamaktır. İnsan hikmete iki şeyle ulaşabilir; birincisi akıl, ikincisi vahiy. Hikmet; a
Tükendi
'Halk uzmanın kendilerine bir ihtiyaç diye yamadığı şeyin eksikliğini duymaya hazır hale gelmedikçe, uzman meslekler, egemen ve kabiliyetsizleştirici şeylere dönüşemezlerdi.' 'ulaşımla felce uğratılan, programlarla uykusuz bırakılan, hormon tedavisiyle zehirlenen, hoparlörlerle susturulan, yiyeceklerle hasta edilen vatandaşlar yığını arasındaki bir kaç grup azınlık, örgütlenmiş ve aktif vatandaşlardır. Şu sıralarda bunlar, yeni yeni büyümeye ve genel muhalefet için yekvücut olmaya başlamaktadırlar. Öyle san
Tükendi
Sensizliği Bilmiyorlar şiirin mekanına uğrayarak; kainatın, insanın kirlenmemiş fıtratı ile uyumunu işaret etmeye çalışan denemelerden oluşuyor. Dağların kentle duruşmasını eksen alan eserde, yer yer araya giren mavera düşleri, okuyucunun derinlikte saklı özlemlerine ürperti serpme çabasında şair ahmet mercan'ın yine de aşk tan sonra ikinci denemesini de beğeneceğinizi umuyoruz.
Tükendi
Bu kitap, iki yaratılışın açıklanması ve iki saadetin kazanılması hakkındadır. Bu iki yaratılıştan birincisi, şu ayet-i kerimede zikredilen yaratılıştır. 'Andolsun ilk yaratılışı bildiniz. Düşünüp ibret almanız gerekmez mi?' İkincisi de şu ayet-i kerimede zikredilendir: '...İşte Allah bundan sonra (aynı şekilde) ahiret hayatını da yaratacaktır.' İki saadete gelince; birincisi şu ayette zikredilen saadettir: 'Size verdiğim nimetimi hatırlayın.' İkincisi de şu ayette zikredildiği gibidir: 'Mutlu olanlara geli
Tükendi
Kitabın yazarı Paul Findley, ABD parlamentosunda yaklaşık 20 yıl senatörlük yapmıştır. Arap-İsrail anlaşmazlığının çözümü için özel bir çaba sarfetmiş, bu amaçla İsrail işgali altındaki Lübnan´da bulunan Sabra, Şatilla ve Tel-Zaatar kamplarını yakından inceleme gereğini duymuştur. Bu araştırma ve geziler, onun Filistin yanlısı ve İsrail karşıtı bir politika izlemesine önemli ölçüde etki etmiştir. İsrail´e ve işgal politikasına yönelik ciddi eleştirilerinden dolayı da İsrail Lobisi´nin boy hedeflerinden biri
Tükendi
İmtihan Alevinde, 1940'lı yılların Yugoslavya'sında bir Genç Müslüman'ın; Münir Gavrankapetanoviç'in yaşadığı, çile, ıstırap ve işkence dolu serüveninin dramatik anlatımı. Yazar, kendi yaşam öyküsünü eksen alarak, Saraybosna'da filizlenip yeşeren, Genç Müslümanlar Hareketi'nin hangi şartlarda ve nasıl kurulduğunu, daha sonra da Yugoslav sosyalist yönetimi tarafından hangi yöntemlerle susturulmaya çalışıldığını romanlaştırıyor bu eserinde.
Tükendi
Musa Carullahın cehennem azabının ebedi olmadığı, putperest, ehl-i kitap, mecusi, budist tüm insanların gerçekte Allaha ibadet ettiği gibi görüşlerini topladığı Rahmet-i İlâhiye Bürhanları isimli kitabı ve bu kitaba en kapsamlı cevabı ve ciddi tenkidi yazan son şeyhülislamlardan Mustafa Sabri Efendinin Yeni İslâm Müctehidlerinin Kıymeti İlmiyesi adlı eserini bu kitapta bir arada bulacaksınız. Arka Kapak Yazısı Asr-ı saadetten uzaklaştıkça, yabancı kültürlerin etkisiyle İslam aleminde Kur'an'dan sapmalar b
Tükendi
Türkiye Cumhuriyeti`nin kurucu ilkelerini ve yöneticilerinin zihinlerini harekete geçiren ruhu anlamak isteyen biri Ziya Gökalp`i dikkate almak zorundadır. Ziya Gökalp Türkiye Cumhuriyet`nin manevi kurucularından, hatta belki de en sözü geçenlerinden biridir. Atatürk reformlarının en dikkate değer özelliği, her ne kadar reformların birçoğunun yapımı için gerekli "hammadde"dışarıdan ithal edilmiş ise de, üretilen "mallar" kendi halkının zevkine, geleneklerine ve yaşam tarzına uygun gelecek şekilde yurt iç
Tükendi
Arka Kapak Yazısı Müslüman kadınların akıbeti hakkında bundan sonrasına projeksiyon sunan birçok araştırma yayınlandı, yayınlanacak. Hiçbir yerden gelmeyen ve hiçbir yere gitmeyecek olan kadınların yüzlerce yıldır vahyi kuşanarak yaşadıkları ve "hep burada" oldukları ülkelerinde diaspora söylemi içinde değerlendirilmeleri dünyanın şaşkın bakışları altında sürüyor. Doğu-batı gerilimini, ikisi arasındaki tartışmaları izlemeye çalışan kadınlar, bu karmaşada yitip gitme tehlikesi bulunan "Müslüman özneyi arıyo
Tükendi
Avrupalılar önce Peygamberimize 'yalancı bir düşman' gözüyle bakmaktadırlar. Rönesans döneminden sonra, düşüncenin Hristiyanlık taassubundan görece kurtulması nedeniyle, O'nu 'akıllı bir düşman' olarak tanımlamaya başlamışlardır. Sonra aynı süreç devam etmiş ve bu kez Peygamberimizi 'akıllı, merhametli ve becerikli bir yüce şahsiyet' olarak görmüşlerdir. Hatta son asırda O'nu İsa (a.s) gibi bir peygamber olarak görenler bile çıkmıştır.
Tükendi
Entellektüellerin kitle hâkimiyetine Garamsci, kültürel hegemonya adını verir. Toplum, bütünüyle hiyerarşiktir, ancak hükümran sınıf kendini sadece cebir ile ayakta tutmak tercihlisi değildir. Ve toplum, (Marksın dediği gibi) salt ekonomik yahut salt politik bir varlık değil, bir morale-politiquetir, yani ahlaklanmış siyasi varlık yahut siyasileşmiş bir ahlakı varlık. Toplumu bir arada tutan gerçek güç, hakim fikirlere olan gönüllü bağlılıklardır.
"Ben bu yazılarda, sadece durup durup karşımıza dikilen bazı nahoş ve çözümsüz sorunları yarı felsefi vaazlar içinde arzetmeye çalıştım. Esasen bunlar, bir yandan kültürümüzün, bir yandan da siyasi varoluş yahut dinsel yaşayış ve düşünüşümüzün hangi noktalarda insicamsızlığa düştüğünü yani açıkça fire verdiğini gösteren konular, cephe ve paradigmalardır. Bence biz, sık sık, aslında birbiriyle fazla çelişkili dünyaları temzîce çalışıyoruz; bu yüzden de netice sıfır oluyor. Bir diğer görüşle, tek dünyaya bağl
Tükendi
Said Halim Paşa, son dönem Osmanlı düşünürlerinin tartışmasız en özgünü ve önemlisidir. Derin İslami kavrayışı, eserlerinde olduğu gibi kişiliğinde de kendisini somut biçimde gösteren Said Halim Paşa'nın hiç kuşku yok ki en önemli yanı düşünürlüğüdür. İslam ve Batı Toplumlarında Siyasal Kurumlar başlıklı son eseri onun entelektüel gücünün kanıtıdır. Batı dünyası ve uygarlığı hakkındaki derin bilgi sahibi Said Halim Paşa'nın eserlerinde Batı toplumlarının tarihi, siyasi ve toplumsal çözümlemeleri oldukça g
Bu kitap, modern devletler şeklinde organize olmuş müslüman toplumların, Avrupa'nın çağdaş milliyetçilik ideolojisini adapte etmeleri sırasında ortaya çıkan teorik problemleri ve gerçekhayatta, -politik bir ideoloji olarak- İslam ile yabancı bir kavram olan ülkesel (sınırsal) ulus devlet arasındaki doktrinel uyuşmazlıktan doğan problemleri irdelemektedir. Bu uyuşmazlıklar, İslam dünyasındaki bazı devletlerin durumu dikkate alınarak açıklanmaya çalışılmış ve gücün organizasyonu olarak devletin, İslam tarihi
Tükendi
Kur´an, tarih boyunca "hüsran" içinde bunalan ve çözüm arayan toplulukların ve onlara bunalımdan çıkış için çözüm yolları öneren "Allah elçileri"nin kıssalarıyla doludur. Ancak, yine Kur´an´ın beyanına göre "bunalım toplumları" alabildiğine "sağırlaşmakta" ve kendilerini bekleyen tehlikeleri sezememektedir. İçinde yaşadığımız toplum da kuşkusuz "bunalım toplumu"dur. Bunalımın kaynağı olan Batı uygarlığı ile son iki yüz yıllık temasın sonunda, toplumumuz bünyesinde taşıdığı insani-İslami değerleri de yitir
Sıralama : Göster :
Toplam 571 kayıt bulunmuştur Gösterilen 540-560 / Aktif Sayfa : 28